17 Eylül 2011 Cumartesi

Sanal âlem aldatmacası

Sanal âlem aldatmacası

Facebook platformuna ve benzeri sanal ortamlara bir veda içeriği taşımaktadır bu okunmakta olan yazı.

Bunun bir yazıyla ilan edilmesi yine buna gerek duyulmasına yol açan sebepler gibi popülist bir tavır olarak algılanabilir. İlgi-alaka veya verilecek tepkinin-lerin yol açtığı merak... Yapılan sayısız bilimsel araştırmanın ortak noktası facebook gibi platformların ve bizzat kendisinin kullanıcılarda narsist eğilimleri körüklediği ve genel olarak kişilik bozukluklarına yol açtığı yönündedir. Bu araştırmalar daha çok araştırma amaçlı olup içerisinde bir nasihat barındırmazlar. Olanı olduğunca sunmaya çabalarlar yalnızca. Ama ben bu yazıda bilimsel analizlere ya da metinlere yer vermek yerine gerçek olduğunu bildiğim ve düşündüğüm mevzuları paylaşacağım.

2010 yılı Ağustos ayında yazmış olduğum bir blog yazımda "telefon" vb. araçların insan ilişkilerini yıprattığını, insanların birbirleriyle çabucak ve istedikleri an erişim sağladığını belirtmiş ve sahip olunan metanın insana ait olmaya başladığını ve bu yoldan dönülmesi için insanların telefonlarını bir kenara bırakıp yüz yüze görüşmeyi tercih etmelerini tavsiye etmişim. Bugün bu yazıyı uzun zamandır görüşmediğim ve bu sebeple ilişkimizin kopma noktasına geldiğini fark ettiğim çok sevgili bir arkadaşımla konuşurken yeniden okudum. Çünkü o yazıda bahsettiğim uzaklaşma ve kopma sonuçları bizim ilişkimizin içerisinde de yer alıyordu ve ben bunun sebebini biliyordum. Ama farklı olan şey yazıda bahsettiğim uzaklaşma sebebi olan telefonun bizim arkadaşlığımızı kurtarmak için önemli bir araç olduğunun farkına varmamdı. Yani önceki yazıyı güncelleyerek ve yeni etkenler ekleyip, eskinin kötü ilan edilen aracına biraz iyi anlamı yüklemek gerekmekteydi.


Facebook - Sosyal paylaşım ağı

Öncelikle vurgulanması gereken şey kesinlikle bu isimlendirmenin yalan olduğudur. Sosyal paylaşım ağı denilen olay insanların çeşitli olaylar hakkında yorum yapıp tartıştığı, yeni insanlarla "sanal" olarak tanıştığı, aslında eski durumda herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen olmuş gibi hissettikleri "sanal" birliktelik alanlarıdır. Burada beğenilerinize göre sayfalara üye olabilir, çeşitli edebi akımlar ya da sinema filmleri hakkında yapılan paylaşımları takip edebilirsiniz. Okuduğunuz kitaptan dinlediğiniz müziğe ve daha bir çok alanda, daha da spesifik bilgiler girmek suretiyle kendiniz hakkında en ufak ayrıntıları ailenizin bile bilmediği yönlerinizi ya da aslında sizinle alakası olmayan fakat hep özendiğiniz durumları kendinize atfederek sanal bir kişilik oluşturabilirsiniz.

Sosyal paylaşım ağları, insanların zamanlarının büyük kısmını çevrimiçi olarak geçirdikleri, sanal sohbet ettikleri bir mekan olarak insanı gerçek hayattan koparıp çekmektedir. İnsanlar açlıklarını bile erteleyecek kadar bu ortamların bağımlısı olabiliyorlar. Bu facebook ve sanal âlem için büyük bir başarıyken (ve tabi devlet istihbarat servisleri için de) insanlık için büyük bir kayıptır.

İnsanlar sokağa çıkmaz, yürümez ve birbirlerini sanal ortam dışında görmez hale gelmektedirler. Hatta aynı sokakta oturup birbirlerini arkadaş listelerine ekleyip sohbet ettikleri halde gerçek hayatta selamlaşmayan insanların varlığından da haberdarım. Kimin ne amaçla kullandığıyla ilgilenmediğim sanal platformun ilgilendiğim tek yanı insan ilişkilerine vurduğu darbedir.

Sanal âlemde örgütlenen eylemler insanların eğilimlerini ortaya çıkarırken, polis için hiç olmadığı kadar veriyi, insanlar kendi elleriyle ve rızalarıyla sunmuş oluyorlar. Bu eylemlerim kimisi hedeflendiği gibi başarılı olurken çok büyük bir kısmı asla sanaldaki kadar katılıma erişemiyor. Bu da en çok devletin işine geliyor. İnsanlar sokağa çıkmak yerine feysbuktan örgütlensinler, sanal yürüyüşler yapsınlar vs.

Veda

Bu kimsenin üzülmeyeceği, sevinmeyeceği ve hatta tepki geliştirmeyeceği bir durumdur. Veda kelimesi terminolojik olarak duygusal bir anlam taşısa da bu yazıda aynı şeyi ifade etmeyecektir. Buradaki amacı aslında coşkulu bir yeniden var oluşu tetiklemektir.

Bendeniz uzun zamandır feysbuk hesabı olan biriyim. İlginçtir, hizmete sokulduğu ilk günlerden itibaren eleştirmekten asla imtina etmediğim bir platformda, buna rağmen uzun süre kalmayı sorun olarak görmemiştim. Ama yukarıda bahsettiğim insan ilişkilerinde yaşanan yıpranmaya şahit olup, bunları bir de birebir yaşadıktan sonradır ki "artık dur!" diyebildim kendime.

Her türlü sosyal paylaşım ağına karşı insani ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde bir mücadele başlatacağım kendi çapımda. Arkadaşlarımı ikna edip sanal ortam yerine yüz yüze görüşebilirsem o zaman gerçekten mutlu olacağım. Bunu hissedebiliyorum, yani eğer insan yaşamının amacı mutluluğa erişmekse ben buna bu yolla erişeceğime inanıyorum. Kimseye “bırakın feysbuku vs.” diyecek kadar çokbilmiş değilim, ama sanal âlemin “sosyal paylaşım ağları”na takılacak balık da değilim artık. Benimle iletişime geçmek isteyen insanlar varsa gerçekten bunu telefonumu ya da mail adresimi kullanarak gerçekleştirebilirler. Haa, bu da bir sanallaştırmadır belki de ama daha az bağımlılık yaratan cinstendir bence ve tercihim kesinlikle yüz yüze görüşmekten yanadır. Sıcak br tokalaşmanın, sarılmanı yerini hiçbir sanal belge ve bilgi alamaz...

Bana ait feysbuk hesabını kapatıp uzun süredir ara verdiğim kitap okumalarıma ve çok sevdiğim yazı yazma denemelerine kaldığım yerden devam etmek istiyorum artık. İradenin yenilgisini tatmış ve bunun bilincine varmış biri olarak, irademi tekrar sanal âlemin karşısına dikip kendimi var etmeye devam edeceğim. Artık binlerce kişinin katılacağını belirtip katılmadığı eylemlerin organize edilişine tanıklık etmek istemiyorum, tepkimi sanal ortamda dile getirip köreltmek ve gerçek adresine gitmesine engel olmak istemiyorum. Platon'un "gölgeler" dünyası bizim gerçek dünyamıza egemen olmak üzere. Ya ışığa sırtımızı dönüp gölgelerimizi gerçek sanmaya devam edeceğiz ya da yüzümüzü ona çevirip gereklerle yüzleşeceğiz.


SAİM BALKAYA

saimbalkaya@gmail.com


Bu yazı şu adreste yayımlanmıştır: 
http://kronikmuhalif.com/default.asp?m_id=6&c_id=7981&title=Sanal%20%E2lem%20aldatmacas%FD