Bu yazıda Ubuntu Linux tecrübelerimi ve Özgür yazılım felsefesini anlatacağım. Önceliği felsefeye bırakalım ki anlatacaklarımızın bir temeli, bir dayanak noktası bulunsun.
Özgür yazılım felsefesi, bilginin tüm insanların istedikleri zaman, istedikleri yerden ve istek ve ihtiyaçlarına göre, istedikleri programları-yazılımları özgürce indirip, kullanıp dağıtabilmelerine olanak tanıyan ve temeline bu düşünceyi alan felsefedir.
Bilindiği üzere dünyadaki bilgisayarların çook büyük bir oranında patent şampiyonu Microsoft şirketinin Windows işletim sistemleri yer almaktadır. Kurulumu bir dert olan bu yazılımların, kurulduktan sonra bile birçok derdi olduğu reddedilemez bir gerçektir. Öncelikle bu yazılımı elde edebilmek için ya sifirdan satın almanız gerekmektedir ya orijinal olmayan bir kopyasını elde etmeniz gerekir ( bu yol emek hırsızlığı olarak algılanacağı için bizce ahlaki değil) ki onu kurup kullanabilesiniz. Yeni satın aldığınız bilgisayarınızla size gelen kısıtlı deneme sürümlerinin zamanı dolunca "size verilen sürenin sonuna geldik" der gibi uyarılar almaya başlarsınız, bu uyarılar ya size pahalıya patlayacak olan yeni bir kopya satın almaya yönlendirecektir sizi ya da yukarıda değindiğim gibi tasvip etmeyeceğimiz emek hırsızlığına...
Diyelim paraya kıydınız, 200 tl ortalama ücret karşılığı yeni bir Windows işletim sistemi satın aldınız. Onu kurmanız gerekecektir, bu süreç biraz uzun ve can sıkıcıdır. Ama herşey bununla kalmaz, kurulumu yaptıktan sonra neredeyse hiçbir programın kurulu olmadığını göreceksiniz, bunların kurulumu için ekstra harcanan zaman -ki kendiniz uğraşmayacaksanız servise ödenen ekstra ücret- ve kurulumları tamamlandıktan sonra, örneğin video izlemek ve müzik dinlemek için gerekli olan ek bileşenlerin (kodek) yüklenmesi insanı bu işletim sistemine isyana teşvik ediyor.
Tabi bu durum herhangi bir popüler linux dağıtımını kurmuş, onu kullanmış ve esnekliğini, kullanım kolaylığı ve zahmet istemeyen süreçlerini gören benim gibi insanlar için böyle algılanıyordur. Zira hayatında başka bir işletim sistemi (Linux, Unix) kullanmamış bir insanın tutup kullandığı sistemden şikayet etmesi abesle iştigal eden bir durum olur.
Şimdi özellikle Debian tabanlı bir işletim sistemi olan Ubuntu'yu kabaca anlatmak istiyorum.
UBUNTU = İnsanlık İçin Linux...
Kuşkusuz Windows işletim sisteminin sloganı "İnsanlık İçin" Windows olamayacak kadar bireyci ve liberaldir. Ve buna göre şekillenen bir slogan olarak "Microsoft İçin Windows" gibi bir slogan onu daha iyi anlamamıza olanak sağlayacaktır. Ubuntu ise G. Afrika yerli kailelerinden olan Zulu'ların dilinde "ben seninle ben oldum", "sen sen olduğun için ben benim" dibi felsefi olarak karşılıklı hoşgörü ve saygıya dayalı bir düşünceyi ifade etmektedir. Burda Ubuntu!yu fazla idealize etmekten kaçınmak gerekmektedir elbette, ancak kelime anlamına da sansür koyacak değiliz :))
(Ubuntu İşletim sistemi için genel bilgi almak için http://www.ubuntu-tr.org ve http://wiki.ubuntu-tr.org/ adreslerinden faydalanabilirsiniz. Ubuntu tr türkçe kaynak açısından en fazla kaynağı içinde barındıran ve sürekli online olan kullanıcıları sayesinde sorunlarınıza çabuk çözüm üretmesiyle ünlüdür :))
Kurulum olarak ortalama 20 dakikanızı ayırmanız gerekmektedir, ardından Ubuntu'nuz< kullanıma hazır olarak karşınıza gelecektir.. Bundan sonra ortalama 100-200 mb güncelleme yüklemek için de 20-30 dakikanızı vermeniz gerekmektedir. Bu güncellemeleri aldıktan sonra video izlemeye, müzik dinlemeye başlayabilirsiniz. Ve bu noktadan sonra oturup Bilgisayarınızın ve İnternetin keyfini çıkrabilirsiniz.
Eğer oldu da herhangi bir sorunla karşılaştınız, işte o zaman yukarıda verdiğim adreslere müracat edip yardım alabilirsiniz.
Bir de bu Linux denen alemde Compiz Fusion olayı vardır ki o bambaşka bir hava katar bilgisayara. Windows'un kaba ve arkasından iz bıralkarak giden pencereleri yerine, sallanan pencerelerle bilgisayarla uğraşmak bir zevk olacak. Sanal masaüstü uygulamasıyla birden fazla masaüstü oluşturabilir ( isterseniz 100 tane belki de daha fazlası :) ve bunların her birinde farklı bir program çalıştırabilir, masaüstleri arasında 3D efektlerle geçiş yapabilir, ekranınıza kar ve yağmur yağdırabilir ve hatta alevli yazılar yazabilirsiniz.
Kurulum esnasında donanımlarınız otomatik olarak tanınır ve driverleri yüklenir. Bu sayede driver indir-kur derdinden ve bu iş için ekstra zaman harcamaktan kurtulmuş oluyorsunuz.
Hemen her programın bir alternatifinin veya benzerinin olduğu bir platformda, işlerinizi özgür yazılım felsefesdiyle oluşturulmuş ücretsiz yazılımlarla kolayca halledebilirsiniz. Ofis programları, Grafik işlemciler, görüntü düzenleyicileri,internet araçları, ses ve video araçları, yazılım geliştirma araçları, web tasarım araçları kısacası aklınıza gelebilecek ve ihtiyacınız olabilecek neredeyse her programın bir alternatifini kurup kullanabilirsiniz. Bu alternatifler kapalı kaynak kodlu yazılımlara göre çok daha performanslı olabiliyor.
Linux camiasını tek sorunu - o da kendisi için sorun değil aslında, kullanıcılar için sorun- oyunlardır. Bu konuda da yazılan birçok yazı mevcut. Ben değinmeyeceğim, ama Ubuntu-tr.org sitesinde bu konuda çokça döküman olduğunu söyleyebilirim.
18 Mart 2010 Perşembe
bu nasıl bir yaşam...
Acaba Dünya'da hayat var mı? Ya bizler aslında ölüysek ve Platon'un dediği gibi aslında gerçeğin sadece bir yansıması ya da gölgesiysek. Ve aslında gerçek olan taraf öbür tarafsa? O zaman ölenler için üzülmek yerine sevinmemiz gerekiyorsa?
Ne garip d... Devamını Görüşünceler, bunlara ancak deliler ya da psikolojik sorunları olanlar inanabilir gibi. Ama toplumu deliler oluşturuyorsa deli olmak bir farklılık değil, o toplumun genel özelliğidir. Yani sıradan bir durumdur ve göze batmaz. Ama normal olanlar bu sefer deli olanlara anormal gelir ve deli muamelesi görür.
Kavramlar birbirine girer, at izi it izine karışır, insanlar sokak ortasında vurulur vuranlar kahraman olur, ölenler hain. Adamın biri karısının burnunu, kulağını keser, biri kendini istemeyen kadının suratına kezzap atar, derisini akıtır, biri kendine açık büfeden seçtiği 4 ve üzeri karı alır, alır birini vurur ötekine ama dinde yeri vardır. Melih Gökçek zam yapar kimsenin kılı kıpırdamaz, zamlar geri alınınca millet ayaklanır. Arkadaşın işten-okuldan atılır, ses verirsin sesini keserler, haklısındır ama haksız görülürsün. Yürümesi gerekenler sana yürüme der, hak aramazlar, hakları yendiğinde öksürürler başkasına yapılırsa sessizce yutkunurlar... Böyle bir dünya gerçekten de gerçek olamaz...
İnsan düşündükçe yazıyor, yazdıkça düşünüyor. Ve maalesef düşüdükçe sinirleniyor...
Ne garip d... Devamını Görüşünceler, bunlara ancak deliler ya da psikolojik sorunları olanlar inanabilir gibi. Ama toplumu deliler oluşturuyorsa deli olmak bir farklılık değil, o toplumun genel özelliğidir. Yani sıradan bir durumdur ve göze batmaz. Ama normal olanlar bu sefer deli olanlara anormal gelir ve deli muamelesi görür.
Kavramlar birbirine girer, at izi it izine karışır, insanlar sokak ortasında vurulur vuranlar kahraman olur, ölenler hain. Adamın biri karısının burnunu, kulağını keser, biri kendini istemeyen kadının suratına kezzap atar, derisini akıtır, biri kendine açık büfeden seçtiği 4 ve üzeri karı alır, alır birini vurur ötekine ama dinde yeri vardır. Melih Gökçek zam yapar kimsenin kılı kıpırdamaz, zamlar geri alınınca millet ayaklanır. Arkadaşın işten-okuldan atılır, ses verirsin sesini keserler, haklısındır ama haksız görülürsün. Yürümesi gerekenler sana yürüme der, hak aramazlar, hakları yendiğinde öksürürler başkasına yapılırsa sessizce yutkunurlar... Böyle bir dünya gerçekten de gerçek olamaz...
İnsan düşündükçe yazıyor, yazdıkça düşünüyor. Ve maalesef düşüdükçe sinirleniyor...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)