5 Ocak 2012 Perşembe

Karl Marx'ın Karısına Yazdığı Mektup



İnsani duyguların en saf ve temizlerinden biri kuşkusuz sevgiliye olan aşktır. Pek çoğumuz hayatımız boyunca en az bir defa bu hazzı yaşar ve hayatımızın geri kalanı boyunca anımsarız.


Bir insana olan bağlılık, bağımlılık değil, muhtaciyet değil, bağlılık; insana yüklediği sorumluluk ve mahcubiyet hisleriyle birlikte kişiye en yoğun duygusal anları yaşatır. Böyle anlarda en sert görünümlülerimiz, en duygusuz zannettiklerimiz dahi içlerinden gelen hislerin, düşüncelerine hükmeden sevginin ve aşkın esiri oluverebiliyorlar.

Karl Marx asla duygusuz bir insan değildi, -ki duygusuz biri olsa tüm yaşamını başka insanların, ezilenlerin, hakları yenenlerin yani işçilerin, emekçilerin hakları için feda etmezdi-. Hayatı boyunca, dünyanın en çalkantılı olduğu dönemlerde  siyasal ve sosyal bir birlikten, liderlikten yoksun olan işçi sınıfının mutluluğu için çaba sarfetti. Enternasyonal'i kurdu ve ilk kez işçileri, Burjuvazi karşısında ciddi bir güç haline getirdi diyebiliriz. Marx'ın yaptıkları bunlarla sınırlı değil ancak burda anlatılacak kadar da kısa değil. 

Marx'ı aşk ve sevgi temalı bir yazıya konu etmemize sebep olan şeyi paylaşmanın zamanı geldi artık. Karl Marx'ın İngiltere'de sürgündeyken karısına yazdığı duygusal ve hayranlık uyandıran mektubunu sizlerle paylaşacağım. Bu daha öncelerde defalarca paylaşılmış bir veri olabilir, ancak internetteki milyonlarca gereksiz ve saçma sapan bilgi kirliliğine karşın, işe yarar ve insanlık dersi verici nitelikteki bu tarz verilerin çoğalması açısından bir katkım olsun istiyorum.

İsmail Kılıçarslan'ın Meksika Sınırı programında okuduğu mektub, duygusal olanlarımızı ağlatabilecek öğeler içermektedir. Kalp rahatsızlığı olanlar lütfen uzak dursunlar :)

İyi dinlemeler...

"Yürekten sevdiğim,
Sana yine yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum.

Kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olunca her şey ayırt edilmeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. Yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlarmış. Küçük tedirginlikler onlara yola açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. Yan yanalık dolayasıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyümesine yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler. Aşkımda öyle...

Zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. Senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: O, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. Böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor. Araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve çzel izlenimlerimde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. Ama aşk Feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil, sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor...

Dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? Senin tatlı çehrene sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim.

Hoşçakal canım. Seni ve çocukları binlerce kere öperim.
Senin, Karl

Manchester, 21 Haziran 1865"


1 yorum:

  1. Titanium Wok - TITANIC WAKI
    , power supply titanium Titanium Wok has been fram titanium oil filter produced using the latest technologies and technologies from titanium bolts the industry, including: Electret condenser, $1,299.00 · titanium headers ‎In w88 stock

    YanıtlaSil