3 Eylül 2010 Cuma

ALLİANOİ için bir adım gerekli.

Kültürel değerlerimiz yok ediliyor.

Bu yeni birşey değil, Almanların koca kenti söküp Berlin'e taşıdıklarını biliyoruz. Yine Fransa'da, İngiltere'de Rusya'da Anadolu medeniyetlerine ait yüzlerce eser kaçırılarak sergieniyor hala. Irak savaşı sırasında yağmalanan tarihi eserlerin haddi hesabı ise bilinmiyor. Medeniyet çalınarak oluşturulamaz. Ama şimdilerde Türkiye'de farklı bir medeniyet düşmanlığı gözlemliyoruz.

Binlerce yıllık tarihi mirası içerisinde barındıran antik kentler saçma sapan baraj projeleri sebebiyle sular altında bırakılmak isteniyor. Hasankeyf bunlardan biri, bunu dışında ALLİANOİ gibi yerler de var. Bu yerler binlerce yıl önceki Anadolu medeniyetinden bizlere kalan eşşiz değerdeki bir miras olmanın yanında tarihi değeri ise tartışılmaz.

Ama ilgili bakanlık ve DSİ burada böyle bir kentin olmadığını söyleyecek kadar gözleri dönmüş vaziyetteler. İnsanlar referandum sürecine kitlenmişken arka planda sessizce üstü kumla örtülmek isteniyor ALLİANOİ'nin. Anadolu mirasını yok ederek kimliksiz ve benliksiz bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Bergama'nın bir bölümünü oluşturan bu antik kaplıcalara bakanın savunması "orası sadece bir kaplıca, bunlardan Anadolu'da binlerce var" şeklinde olmuştu. Bu nasıl bir tarih bilincinden yoksunluktur, bu nasıl bir düz mantıktır. Bunu aklım hayalim algılayamıyor, farklı bir boyuttan sesleniliyor sanki de ben o sebeple algılayamıyorum.

Can Dündar'ın aktardığına göre, sular altında bırakılacak kent, kille kaplanmak üzere sular altında sergilecek. Fakat zarar görebileceği gerekçesiyle mahkemeye itiraz edliyor ve yapılan itirazlar sonucu DSİ ve Bakanlık davayı kaybediyor. Fakat DSİ bir uyanıklık yapıp "kille kaplanacak" ibaresini "kumla kaplanacak" şeklinde değiştirip tekrar kendi lehlerine karar alınmasına sebep oluyor. Uzmanlar ise kumla kaplamanın en az kille kaplamak gibi zararlı olduğunu ve çürümeyi tetikleyeceğini söylüyorlar.

Bu kritik süreçte gündemi bırakıp bu konu üzerine eğilen tek yazarımız Can Dündar oldu. Onun dışında Pop şarkıcısı Tarkan'ın bu duruma karşı çıkan konuşması olayın duyulmasına geniş bir katkı sağladı. Tarkan'a bu konudaki duyarlılığından ötürü teşekkür etmek gerek. Zaten bakanın saçmalamaları da bu süreçten sonra gerçekleşti. "sanatçı sanatını yapsın, tutup ben de şarkı söylersem ne olacak" sözleri halen aklımda. İlgili alanda en tepedeki insanın bu cahilce ve kabaca açıklamaları aslında toplumun vicdanının ne denli nasır tuttuğuna delil teşkil ediyor. Bu antik kent Beyoğlu'nda alışık olduğumuz eski harabe binalardan çok daha eski ve en az onlar kadar değerli. Burası antik bir kentin en önemli kalıntıları...

Geçenlerde Ara Güler'in bir röportajını okudum Milliyet Cadde ekinde. İstanbul'un eksisi gibi olmadığını, tarihi mirasa sahip çıkılmadığını söylüyor ünlü fotoğrafçı. Marmaray çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan kalıntıları yorumlamış ve "haberimiz bile yok eskiden, üzerini örtüp oturmuşuz" diyor. Fakat bu durum ALLİANOİ için geçerli olmasın. ALLİANOİ için yapılması gereken şeyler olmalı.

Türbeler koruma altına alınıp ziyarete açılırken nedir bu kendinden olmayana duyulan aygısızlık. Bu davranış Osmanlı'dan kalan son kalıntıların Kabe etrafından temizlenmesi politikasını meşrulaştırmaz mı? Ya da Anadolu kültürünün tek kaynağının İslam kaynaklarından oluştuğu gibi saçma ve açıkça bir tavra işaret etmez mi? Bu bir şüphe, herhangi bir açıklama yok bu konuda ama insanın içini kemiren bir tarih düşmanlığı başka biçimde açıklanamıyor zihnimde.

Hakkında onlarca bilimsel çalışma yapılan bir kenti tutup da yok saymak nasıl bir zihin yapısını egrekli kılıyor. Kahvede okey oynarken mi alınıyor bu kararlar? bu kadar sığ düşünmek neden?

Tarihi değerlerimize sahip çıkalım, onu biz yapmadık ama onlar bizim taşınmaz miraslarımızdır. Ayasofya Müzesi nasıl böyleyse, ALLİANOİ de HASANKEYF de öyledir ve baraj suları altında kalan kalacak olan her yer de öyledir. Bunlara sahip çıkmak tarihi bilince sahip insanların yetişmesine yardımcı olmak anlamına gelir.

Acaba Can Dündar'ın dediği gibi Almanlar'dan rica etsek de bu kenti de alıp götürseler. Suyun altında izlemekten se içerisinden gezerek izlemek daha iyi bir seçenek olurdu.